3 Mayıs 2013 Cuma

Bir anne sütü hikayesi



 Doğumdan sonra sütümün gelmemesi beni çok üzmüştü. Hastane de kaldığım sürece gelmedi, eve çıktık gelmedi. Sonra bir damla, iki damla.Öyle inanmıştım ki bebeğimi emzirmem gerektiğine o süt gelmeliydi, gelecekti. Lohusa halimle Batu her uyuduğunda araştırdım, okudum, LLL’in (La Leche League) Ankara temsilcisine ulaştım, Batu’yla birlikte yanına gittik birlikte uğraştık, konuştuk yazıştık derken sonunda süt geldi. Öyle geldi ki markaanne aracılığyla başka bebeklere süt ulaştırma imkanım bile oldu. Batu da doya doya anne sütü içti, tam18 ay.
 Ancak Batu’nun yaşından sonra hiç iştahı yoktu, sürekli emmek istiyor nerdeyse hiçbirşey yemiyordu. Okadar hareketli bir çocuk ki kilo tutması pek mümkün değildi zaten ancak 15. ayda hala yeterli kilo almamış olması doktorumuzun sütten kesmemizi söylemesine neden olmuştu.

15. ay geçti, 16, 17 biz hala emiyorduk. Gözgöze, dizdize  sabahları, öğlenleri işden gelince, akşam üstü işden dönünce, akşamları uykuya dalarken ve geceleri. Şunu söylemeliyim ki, emzirmenin verdiği duygu, bağ, yakınlık bambaşka. Ama herşeyin bir sınırı var ve bizde o sınıra gelmiştik sanırım.
18. aya geldiğimizde iş nedeniyle Almanya’ya gitmem gerekiyordu. Doğduğu günden itibaren yurt içi yurt dışı tüm iş seyahatlerimi Batu ile birlikte yapmıştık. Ama artık 1,5 yaşına gelmişti bir gece bensiz kalabilirdi. Kalabilir miydi? Bu Batu’yu sütten kesmem için bir fırsat olabilir miydi?

Farklı yöntemlere(oje, bant, salça vs.) başvurmaya tamamen kapalı olduğumdan kesinlikle konuşarak ve işte belki de biraz uzaklaşarak bu işi yapabilir miydim, diye düşünmeye başladım. Fikir aldım, kararsız kaldım derken...
Gün geldi çattı, Gece 03:00 de en son Batu’yu emzirdim ve evden çıktım. Almanya’da yaşadıklarım zordu, iltihap, fazla süt vs. onları unutmak en iyisi benim için. Batu toplam 1 gece iki gün emmemişti. Yine gece 03:00 de eve geldiğimde, Batuyu uyurken yatağına götürmek üzere kucagıma aldım ve işte o anda beni koklayarak tanıyan birick oğlumun “ Anne, anne meme” demesiyle benim kendimle sınavım başladı. Kucağımda yalvarırcasına ağlayan oğlumla bende sabaha kadar ağladım.
Zaten uykusuzken ne o gece nede ertesi gün uyuyabildik, o istedi ben vermedim, o ağladı ben ağladım

Belki kulağa komik geliyor olabilir, ama bir annenin yaşadığı o an o anne için gerçekten hiç kolay değil. Çocuğunuz sizden çikolata ister vermezsiniz, meşrubat ister hayır dersiniz ama aylardır isteyerek ve bilerek verdiğiniz sizin kendi vücudunuza ait bir parçayı ona vermemek o elinizi tutmak isterken ona elinizi uzatmamak, sizi öpmesine izin vermemek gibi bir duygu, artık bana sarılma der gibi bir duygu. Sizi ikileme sokan, kısa süre de olsa çaresiz bırakan bir duygu.

İşte önemli olan o duyguya yenik düşmemek ve mantıklı olmak :)

Batu duruma nerdeyse 1-2 günde alıştı. Dilinde hep o cümle vardı “ Anne meme” ama artık ağlamıyordu, sadece söylüyordu, sanki söyledikçe rahatlıyordu. Benden de hep aynı yanıt “ Annecim meme burada ama süt bitmiiiiiiiiişşşş” gibi kısa cümleler.
Emme pozisyonunda uyuyan Batu’nun uyku stili değişmedi. Başı göğsümde kitap okuyarak ya da şarkı söyleyerek uyumaya devam ettik.Aksam 20:30 – 21:00 de uyumuş olan Batu sabaha kadar belki bir kez uyanıyor belki de hiç uyanmıyor :)

Eveeet, henüz emmeyi bırakalı 1 ay bile olmadı. Umarım herşey şuan olduğu gibi yolda gider ve Batu’nun emmeyi bıraktıktan sonra yerine gelen iştahı ve uyku düzeni hiçbir sebeple uzun süreli bizi terk etmez.
Unutmadan, bu süreçte yardım aldım mı, evet aldım. Yine LLL danışmanı ile yazıştım. Binbir Çiçek Montessori Ön Okulu’ndan Hilal Öktem ile görüştüm, ve sürekli iletişim de kaldım. Yardımları okadar büyüktü ki, onlar olmadan çok daha zor hatta belki de yalnış durumlar olabilirdi. Ne demişler, bir bilene sor! Ve tabii ki arkadaşlarım, dostlarım, ailem. Dertleşmek, fikir almak, delirmemek için en kolay yöntem diye düşünüyorum :)

Sevgiyle,

Basak